RUHUN DİLİNİ ŞİİR KONUŞUR

Bazı anlar vardır, ne tam anlatılır ne de tam susulur. Tam olarak benim için burada şiir devreye girer. Kimi zaman o anın yükünü hafifletir kimi zaman da kurtarıcı rolü üstlenir. Şiirin bendeki yeri sadece birleşen kelimelerin kulağa hoş gelmesi değil aynı zaman da içsel bir gelişiminin ve bir dönüşüm yolculuğunun kendisidir.

Şiir, insanın ruhuna dokunuyor. Bir mısrada kendimizi bulabiliyor, bir imgede yıllardır tarif edemediğimiz hisleri yakalayabiliyoruz. Kişisel gelişim dediğimiz şeyin özünde de bu yok mu zaten? Kendini tanımak, dönüştürmek, iyileştirmek… Birçok kişi meditasyonla, kitaplarla, seminerlerle kendine yaklaşmaya çalışıyor.

Kendi hayatımda da şiirin beni iyileştirdiğini, yönümü değiştirdiği zamanlar oldu. Mevlana’nın unutamadığım bir sözü: ‘’ DERT, İNSANI YOKLUĞA GÖTÜREN RAHVAN ATTIR’’ ben bu sözü okuduktan sonra dertlerimle savaşmayı değil onunla birlikte yaşayabilmeyi sağladım. Kendi içimdeki labirentte şiirlerle ve şiirlerimle kaybolmamayı öğrendim.

Okuyucuya yani sizlere basit gelecek ama şiirle kişisel gelişim arasında bir bağ hatta bir köprü var. İnsanın bu köprüde attığı her adım hem kendine yaklaştırıyor hem de dünyanın sesini duymasını sağlıyor. Bu yazı yayınlandığı gün ve sonraki günlerde okuyacak olan herkese küçük bir önerim var: Bugün bir şiir okuyun hatta tanınmış olmayan bir şairin tanıdık gelen bir dizesini bulun. İçinize nasıl dokunduğunu hissedip şaşıracaksınız. Çünkü gelişim bazen büyük adımlarla değil sessizce okunan bir şiirin kalpte bıraktığı izle başlar.

İşin içine kendi mesleğimden bir terim katmazsam olmaz tabiki. Kişisel gelişim kitaplarını bir rehber olarak görün şiirleri ise bir pusula olarak kullanın ama asıl yönü kendi içinizdeki fırtınaların belirlediğini de unutmayın. Gemiyi en son kaptan terk etse de bazen kendini kurtarmak, batmayı göze almaktır.

-Cemal Paçacı

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top