Kitap okumak hayatımızdaki pek çok alanda bize katkı sağlayabilir. İlgilendiğimiz alanlarda araştırma yapmak, farklı kültürler tanımak ya da sadece eğlenmek için bile olsa kitaplar iyi bir seçenektir. Kitap okumayı kullanabileceğimiz en güzel alanlardan biri ise İngilizce öğrenmektir.
Bu işi yapmaya başlamanın ilk aşaması kendimize uygun kitabı seçmek olacaktır. Hem seviyemize uygun hem de ilgimizi çeken bir kitap okumak çok önemlidir; çünkü Türkçe bir kitap okuduğumuzda bile dilini anlamadığımız ya da konusunu beğenmediğimiz bir kitabı okumak bazen işkence haline gelip bizi kitaplardan soğutabilir. Bunu bir de başka dilde yapacak olmamız zorluğu eklendiğinde bu iki etkenin başlangıç için çok önemli olduğuna inanıyorum. Sonraki aşamalarda ise kendi seviyemizin bir tık üstü bir kitap okumak, kelime haznemizi geliştirmek için iyi bir seçenek olabilir. Kitabı okumaya başladığımızda, normal bir kitap okur gibi düz bir şekilde okumak bize çok şey kazandırmayacaktır. Bunun yerine, okurken anlamadığımız cümlelerin veya kelimelerin üzerinde durarak ilerlemek bu işin asıl noktasıdır.
Ben, ilk İngilizce kitap okumaya başladığım dönemde, bilmediğim kelimelerin üzerini çizer ve yanlarına anlamlarını yazardım. Fakat bu kelimeler başka bir kaynakta karşıma çıktığında, onları hatırlayamazdım. Bunu fark ettiğimde kendime bir kelime defteri yaptım ve bu kelimeleri oraya yazdım. Kelimeleri günlük ve haftalık olarak tekrar etmenin, kitaptan alacağımız verimi çok arttırdığını düşünüyorum. Ayrıca, kelime defteri her ihtiyacımız olduğunda yanımızda bulunamayacağından dolayı, her zaman çok kullanışlı olmayabilir bunun için telefonumuza yükleyebileceğimiz, kelimeleri kelime kartları şeklinde kaydedip tekrar etmemizi sağlayan çok güzel uygulamalar var.
Kitabı çizerek okumak, her cümlenin üzerinde durmak, bilmediğim kelimeleri kaydetmek beni zaman zaman yorardı ve kitaptan keyif almadan okurdum. Bu durumda, kitabı cümle cümle okumak yerine örneğin beş veya on sayfa okuyup en son anlamadığım yerleri incelerdim. Bu aynı zamanda o bölümün tekrar üzerinden geçmemi sağladığı için oldukça faydalı bir yöntem olduğu söylenebilir.
İngilizce kitap okumayı sadece kelime öğrenmek olarak da düşünmemek gerekir. Bir kitap okurken, farklı cümle yapıları ve belirli zaman kiplerinin nasıl şekillerde kullanıldığını görürüz. Bu da biz farkında olmadan gramer bilgimizin gelişmesini sağlar. Gramerimiz geliştikçe, cümlelerde anlamadığımız kelimeler veya bağlamlar karşımıza çıktığında, önceden karşılaştığımız cümleler sayesinde yapıların nasıl işlediğini tahmin edip cümlenin genel anlamını çıkarabiliriz.
Her işte olduğu gibi, kitap okumayı da düzenli bir şekilde yaptığımız takdirde güzel sonuçlar alabiliriz. Kendimize günlük veya haftalık okuma süresi belirleyerek okuma alışkanlığı kazanabiliriz. Bu süreleri belirlerken gerçekçi olmalı ve bizi sıkmayacak şekilde planlamalıyız. Abartı hedefler koymamız, kitaptan aldığımız verimi düşürebilir, bunu engellemek için kısa süreli hedeflerle başlayıp sonradan kendi kapasitemize bağlı olarak bu süreleri arttırarak sağlıklı bir yol izleyebiliriz.
Son olarak, birkaç kitap önerisi ile yazımı bitirmek istiyorum. Öncelikle, ortaokul döneminde okuduğum A1 seviyesinde olan “Dr. Jekyll and Mr. Hyde” adlı kitabı önermek istiyorum. İngilizce okuduğum ilk kitaplardan biridir ve oldukça severek okumuştum. Yine temel seviye olarak, çoğumuzun bildiği ve küçükken okumuş olduğunu düşündüğüm “Little Prince”i öneriyorum. Genel olarak olay örgüsünü de bildiğimiz bir kitabı okumanın da içeriği daha iyi anlamamıza yardımcı olacağını düşünüyorum. Orta seviye olarak, filmini de çok sevdiğim Jane Austen’in “Pride and Prejudice” adlı kitabını tavsiye edebilirim. Zor seviye kitap önerisi yapacak düzeyde olduğumu düşünmüyorum; fakat benim de İngilizcesini okumayı dört gözle beklediğim Oscar Wilde’ın “The Picture of Dorian Gray” kitabının okuma becerimizi geliştireceğine inanıyorum. Bu yazının ve kitapların İngilizceyi öğrenme aşamasında size ilham olmasını diliyorum.
-Miray Kuşculu